
8.77
Ankara, Türkiye
BASK Genel BaÅŸkanı Mehmet Alper ÖÄžRETİCİ, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında, sorunların bir güne sığdırılan etkinlik ve kutlamalar arasında kaybolmamasını, sorunların çözülmesini istedi.
ÖÄžRETİCİ, açıklamasında ÅŸöyle dedi:
“Devasa sorunlar içerisinde kaybolan kadınların her yıl 8 Martta gönüllerini almak, hamasi nutuklarla günü geçiÅŸtirmek yerine, sosyal ve iÅŸ hayatları üzerinden kadınları anlamaya çalışmak, var olan sorunlara çözüm üretmek gerekir.
Ekonomik krizlerin faturası bile önce kadınlara çıkarılmaktadır. İşten ilk çıkarılacaklar arasında veya ucuz iÅŸ gücü aranan yerlerde kadınlara öncelik verilmesi utanılacak bir durumdur.
KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAÅžMA ORANI VE EĞİTİM SÜRESİ ERKEK ÇOCUKLARIN ALTINDA
Orta ve alt gelir seviyesindeki ailelerin kız çocuklarındaki okullaÅŸma oranları, eÄŸitim süresindeki ortalamalar erkek çocukların altındadır. TÜİK verilerine göre 25 yaşın üzerindeki bireylerde en az bir eÄŸitim düzeyini tamamlayanların oranı kadınlarda % 87.7 iken erkeklerde % 98.1’dir.
Geçim sıkıntısı yaÅŸayan ailelerde eÄŸitime devam etmesine karar verilen çocuk genellikle erkektir. Bu kararda gelenekler ve muhafazakarlık kadar eÄŸitime ulaÅŸmanın fiziksel güçlüÄŸü, taşımalı/yatılı eÄŸitimin güçlüÄŸü de etkili olabilmektedir.
KADINLARIN KARİYER SAHİBİ OLMALARI ÖNÜNDE YIÄžINLA ENGEL VAR
Erkeklerle aynı eğitim almış, meslekli kadınlar istihdam noktasında erkekler ile adil koşullarda yarışmamaktadır.
Özel sektörde “kadınca bir iÅŸ sayılmayan” pozisyonlar için personel tercihinde cinsiyet önemli bir ayrımdır. İş sahibi olabilen kadının görevde yükselmesi, yönetici olması önünde hukuki deÄŸilse de hala psikolojik engeller vardır. Kamuda yönetici sınıftaki kadınların sayısına bakmak bile cinsiyet ayrımcılığı sorunumuz hakkında fikir verecektir.
Çalışan kadınların yarıya yakını tarım ve hayvancılık gibi özel bir eÄŸitim gerektirmeyen iÅŸlerde beden gücüyle yer bulmaktadır. Aynı iÅŸi yapan kadın ve erkeklerde “eÅŸit iÅŸe eÅŸit ücret” ilkesine uyulmamaktadır. “Çalışmıyor” diye nitelenen ev kadınlarının ev ve çocuklarla ilgili sorumluluklarda Avrupa’daki hemcinslerine göre ağır iÅŸçi sayılabileceklerini göstermektedir.
KADINLAR, SADECE YASALAR ÖNÜNDE DEĞİL YAÅžAMIN İÇİNDE DE EŞİTLİK İSTİYOR
1977 Yılından bu yana BirleÅŸmiÅŸ Milletler tarafından, 1984 Yılından bu yana da ülkemizde çeÅŸitli örgütlerce Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmakta olan 8 Mart; yalnızca çalışan kadınlar için deÄŸil tüm kadınlar, en çok da erkekler için bir farkındalık günü olmalıdır.
Kadınlar aynı dünyayı paylaÅŸtıkları erkeklerle yasalar önünde olduÄŸu kadar reel yaÅŸamda da eÅŸ ve eÅŸit olmak istemektedir.
KADINLAR KARAR MEKANİZMALARINDA YOK
Kadınların karar alma mekanizmalarına katılımı hala düÅŸük ve Türkiye’ye yakışmayacak düzeydedir. Pozitif ayrımcılıkla siyasette günü kurtarmak da mümkün olmamaktadır.
Milletvekili kotası kadın vekillerin sayısını artırsa da Hükumette tek bir bayan bakana karşılık örneÄŸin valiler, kaymakamlar, belediye baÅŸkanları, genel müdürler arasındaki kadın oranı yüzdeye girmeyecek kadar düÅŸüktür.
KADINLARA SESLENİYORUZ: BEKLEMEYİN MÜCADELE EDİN!
Sorunun çözümü kamu politikalarına baÄŸlı olduÄŸu kadar, kadının aile hayatı ile sosyal, ekonomik ve siyasi alandaki rolüne iliÅŸkin toplumsal zihniyetin kadın-erkek eÅŸitliÄŸi yönünde geliÅŸtirilmesine de baÄŸlıdır.
Her gün basına yansıyan bir kadın cinayetinin, bir tecavüzün, bir cinsel istismarın gerçekleÅŸmiÅŸ olması, zihniyet deÄŸiÅŸiminin ne kadar gerekli olduÄŸunu göstermektedir.
Sorunun yasal tedbirlerle çözüme kavuÅŸturulması mümkün deÄŸildir. Bu nedenle kamu otoritesinin, siyasi partilerin ve STK’ların yanı sıra bizzat kadınların mücadelenin içinde aktif olarak yer alması gerekir.
Ve unutmamalıdır ki, kadınlar sadece toplumun yarısı deÄŸil, hayatın yarısı ve toplumun ana kurucu ögesidir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Åžuna inanmak lazımdır ki, dünya yüzünde gördüÄŸünüz her ÅŸey kadının eseridir” sözünün gereÄŸini yerine getirmek için Devlete ve tüm vatandaÅŸlara düÅŸen görevler olduÄŸu unutulmamalıdır.
06 ÅŸubat günü yaÅŸadığımız büyük deprem felaketi sonrası her biri anne, eÅŸ, evlat kadınlarımızı kaybettik. Hayatta kalan kadınlarımız ise sahada var gücüyle mücadele etti. Yeri geldi ekmek yaptı, yeri geldi enkaz çalışmalarına katıldı. Yeri geldi kimsesiz kalan kuzulara sıcak bir yuva oldu. Kadınlarımızın toplumsal cinsiyet eÅŸitsizliÄŸi nedeniyle afet zamanlarında yaÅŸadıkları dezavantajlı durumlardan dersler çıkarılmalıdır. Bundan sonra böyle acılar yaÅŸamamamız için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Hepimizi derinden etkileyen deprem felaketinde can veren bütün vatandaÅŸlarımızın anısına bu sekiz martın kadınların baÅŸta yaÅŸam hakkı olmak üzere çalışma hayatındaki haklarının teslim edilmesi için hep birlikte mücadele edelim.
Bu duygu ve düÅŸüncelerle 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar Günü’nü kutluyorum.